Akademik Kadro Problemi
Türkiye’de hukuk sorunu sorunlu bir hukuk eğitimiyle başlıyor. Ülkemizde toplam 91 tane hukuk fakültesi bulunuyor. Bir hukuk fakültesinde ortalama 15 ana bilim dalı bulunmaktadır ve her ana bilim dalı için en az 1 profesör kadrosu gerektiğini varsaysak bir hukuk fakültesi kurmak için en az 15 profesöre ve ideal olarak da 30 profesöre gerek var. Peki kaç tane hukuk fakültesinin kadrosunda 30 profesör var sizce? Tespit edebildiğim kadarıyla yalnızca 3 hukuk fakültesinde böylesi geniş bir akademik kadro var.
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi kadrosunda 50 profesör,
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde 40 profesör,
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde 30 profesör var.
Bu üç üniversitenin yılda aldığı öğrenci sayısı 1,400. Yıllık toplam hukuk kontenjan sayısı ise 16,400 civarında. Demek ki yalnız 1,400 öğrenci geniş bir akademik kadrosu olan bir fakülteden eğitim alırken her yıl 15,000 öğrenci akademik kadrosu pek yeterli olmayan fakültelerden mezun oluyor. Akademik kadrosu yeterli olmayan derken bunu biraz açalım:
- Aşağıdaki üniversitelerin hukuk fakültelerindeki hiç profesör yok:
Çankırı Karatekin Üniversitesi
Malatya İnönü Üniversitesi
Rize RTE Üniversitesi
- Aşağıdaki üniversitelerin hukuk fakültelerindeki sadece tek profesör var:
Afyon Kocatepe Üniversitesi
Boğaziçi Üniversitesi
Denizli Pamukkale Üniversitesi
Gaziantep Üniversitesi
Konya NE Üniversitesi
Sakarya Üniversitesi
Sivas Cumhuriyet Üniversitesi
Tokat GOP Üniversitesi
Yozgat Bozok Üniversitesi
Bunlardan Boğaziçi, Gaziantep ve Pamukkale üniversitelerdeki tek olan profesörler ise hukuk mezunu değil.
Kırklareli, Trabzon ve Yalova üniversitelerinin hukuk fakültelerinde yalnızca 2, geriye kalan diğer hukuk fakültelerinin çoğunda ise profesör sayısı genelde 3-6 civarında.
Dolayısıyla hukuk fakültelerimiz arasındaki akademik kadro ve eğitim kalitesi arasında uçurum boyutunda fark var. Bazı öğrenciler 15-25 yıl tecrübesi olan profesörlerden ders alırken öğrencilerin çoğunluğu tecrübesiz araştırma görevlilerinden ders alıyor. Ardından farklı kalitedeki hukuk fakültelerinden farklı kalitede eğitim alarak mezun olan bu 16.000 civarı öğrencinin tümü hiçbir sınav ve elemeden geçmeden ve hukuk fakültesinde hukuku gerçekten öğrendiklerini ispat etmeden baroya kaydolup avukat oluyorlar. Aldıkları eğitimin niteliği ve kalitesi farklı ama hepsi avukat sıfatı taşıyor ve hepsi avukat olarak aynı hak ve yetkilere sahipler.
Akademisyen zor yetişiyor, bir kişinin doçent ve profesör olması yıllar alıyor. Doğru. Peki ne yapacağız?
Önerilerim:
Her şehirde hukuk fakültesi kurmak gibi bir derdimiz olmamalı. Bu 91 fakülteden en az yarısını kapatıp birbirine yakın olanları birleştirebiliriz.
Anadolu’daki üniversiteleri akademisyenler için daha cazip hale getirmek için daha yüksek maaş teşviki verilebilir.
Hukuk fakültelerinde tecrübeli avukatların full time ve yargıçların ise part time ders vermesini mümkün kılacak düzenlemeler yapılabilir.
ABD’deki hukuk profesörlerinin çoğunun PhD derecesi yoktur. JD (juris doctor) derecesi olan, baro sınavını geçmiş ve avukat olarak tecrübe edinmiş herkes teorik olarak profesör sıfatıyla hukuk okullarında ders anlatabilir. Bazı avukatlar tam zamanlı olarak profesör sıfatıyla ders anlatırken, bazı aktif avukatlık yapan kişiler ise profesör sıfatı olmadan dilekçe yazımı, tanık sorgusu gibi uygulamaya yönelik dersleri part time olarak veriyor. Dahası aktif görevdeki yargıçlar da seçimlik ders olarak duruşma dersleri veriyor. Biz neden aynısını yapmıyoruz? Hukuk fakültelerinde dersleri hiçbir tecrübesi olmayan araştırma görevlileri yerine tecrübeli avukatlar verse daha iyi olmaz mı? Böylece hem akademik kadro eksikliği giderilmiş olur, hem öğrenciler uygulamaya dönük daha iyi eğitim alır, hem de araştırma görevlileri de asıl işleri olan araştırma işlerine daha fazla zaman ayırır. Bunun sonucunda öğrencilerin hukuk fakültelerinden dilekçe yazmayı öğrenmeden, duruşma düzenini bilmeden mezun olma sorunu da biter.
Ders Sistemine İlişkin Sorunlar
Bir başka hukuk eğitimi sorunumuz ise öğrencilerin kariyer hedefini umursamadan gerekli gereksiz onlarca dersi boş yere zorunlu olarak okutmak. Bizde bir öğrencinin 4 yılda okuduğu zorunlu ders sayısı 30 civarındadır. Yetişkin bir birey olan hukuk öğrencisine kendi kariyer planına göre daha esnek ders seçme hakkı vermeden kariyeri boyunca hiç kullanmayacağı gereksiz teorik bilgilerle dolduruyoruz.
Avukatların yalnızca 1,000’de 1’inin deniz ticaret hukuku alanında çalıştığı gerçeğine rağmen neden hala her öğrenciye zorla deniz ticaret hukuku dersi veriyoruz? Hukuk mezunlarının sadece 1,000’de 1’i dış işleri bakanlığına meslek memuru olarak girdiği halde neden her hukuk öğrencisine milletlerarası genel hukuk dersi veriyoruz? Serbest avukatlık yapmayı düşünen öğrenci zorla milletlerarası genel hukuk dersi almak yerine bırakın seçimlik dilekçe dersi alsın seçimlik duruşma dersi alsın seçimlik avukatlık hukuku dersi alsın. Şirket avukatı olma niyeti olan öğrenciye niye zorla ceza usul ve aile hukuku dersi veriyoruz?
Bizde 30 civarında olan zorunlu ders sayısı ABD hukuk okullarındaki yalnızca 8’dir.
Anayasa
Ceza Hukuku
Haksız Fiil
Medeni Usul
Mülkiyet
Sözleşmeler
Meslek etiği
Hukuki Yazım
Aslında etik ve yazım dersini saymazsanız zorunlu teorik ders sayısı yalnızca 6’dır.
Bunlar dışında kalan aile hukuku, ceza usul, miras hukuku, ticaret hukuku, icra iflas, iş hukuku, sosyal güvenlik hukuku, mali hukuk, idare hukuku, kamu hukuku, şirketler hukuku, uluslararası genel hukuk, uluslararası özel hukuk, hukuk felsefesi, Roma Hukuku gibi diğer tüm dersler seçimliktir.
Bizde öğrencinin kariyer hedefi gözetilmeden herkese farklı alanlardaki derslerin tümü zorla veriliyor. Ancak ABD’de boşanma avukatı olmak isteyen aile hukuku dersini seçiyor zorla ceza usul almıyor, şirket avukatı olmak isteyen iş ve ticaret dersini seçimlik alıyor zorla idare veya miras hukuku dersi almıyor.
Türkiye’deki kariyerim boyunca hiç iş, sosyal güvenlik, deniz ticaret, iflas davasına bakmadım. Bu dersler bana boş yere verildi, hem benim zamanım hem dersi verenin zamanı boşa gittiği gibi bu gereksiz dersler bağlamında yapılan masraflar ve dolayısıyla vatandaşın vergisi de boşa gitti. Serbest avukatlık yapacak birine neden zorla milletlerarası hukuk dersi verilir? Şirket avukatı olacak kişi niye zorla aile, miras, ceza usul dersi alır? 18-22 yaşa gelmiş öğrenciye saygı duyalım ve seçim hakkı verelim. Bir de ders seçimleri kariyer planları için öğrenci danışmanı kadroları açalım ve öğrenciler kariyer planlarına göre danışmanlardan da destek alarak ders seçimi yapsınlar.
Av. Dr. İlker Atamer