HMK’da Tanıklara İtiraz

tanıklara itiraz
İlker Atamer

HMK’da Tanıklara İtiraz

HMK’da tanıkların reddi veya tanıkların tanıklığının düşmesi gibi düzenlemeler bulunmamaktadır. Bunun yerine HMK 255’te tanıklığa itiraz şeklinde yarım ve eksik bir düzenleme mevcut olup uygulamada HMK 255’in pek uygulandığı görülmemektedir.

“Tanıklara İtiraz” başlığı taşıyan HMK’nın 255. maddesi şu şekildedir:
 
“Tanığın davada yararı bulunmak gibi tanıklığının doğruluğu konusunda kuşkuyu gerektiren sebepler varsa, bunu iki taraftan biri iddia ve ispat edebilir.”
 
HMK 255 kanun yapma tekniği açısından çok kötü yazılmış bir maddedir. “Kanun metni nasıl yazılmaz”a iyi bir örnektir.

HMK Madde 255’deki Hatalar

1. Kanuna “gibi”li bir cümle konulmaz. Ancak bu maddenin metnine “davada yararı bulunmak gibi doğruluk konusunda kuşkuyu gerektiren sebepler” şeklinde “gibi”li bir ifade eklenmiştir ve bu nedenle hangi sebepler “gibi”nin kapsamına gireceği anlaşılmamaktadır.
 
2. Metindeki bir başka sorun şu: tanığın dürüst olmadığı ispat edilince ne olacağı da madde metnine yazılmamıştır. Dolayısıyla hakim, tanığa yapılan itirazı kabul ettiğinde ne olacağı belli değildir. Tanığın tanıklığı düşecek mi, eğer tanık ifade verdiyse itirazın kabulü halinde bu ifadeler ne olacağı, hükme esas alınıp alınmayacağı da belli değidir.
 
3. Tanığa itiraz yalnızca tanığın davadan yararının olması gibi hem dar ve hem yanlış bir sebebe bağlanmış. Tanığın davada çıkarı varsa illa yalan tanıklık yapacak diye bir kural mı var acaba? Bir tanık davada çıkarı olduğu halde doğru ve dürüst bir tanıklık yapamaz mı? Eski İngiliz Hukuku (common law) uygulamasında tanığın dinsiz olması veya sabıkasının olması tanıklığa engel teşkil ettiği gibi tanığın davada çıkarının olması da tanıklığa engeldi ama tüm bu bunlar modern hukuklarda kaldırılmıştır. Dolayısıyla örneğin ABD’de tanığın davada çıkarının olması tanıklığa engel değildir. Biz hala neredeyse 100 yıllık HUMK maddesi HMK olarak uygulamaya devam ediyoruz ve davada çıkarın olmasını tanıklığa engel sayıyoruz. Öte yandan tanığın davada hiç yararı yok ama dava dışı yararı var, mesela para almış veya iş teklifi almış, ne olacak? Veya tanığın davadan yararı yok ama kasten taraflı beyanlarda bulunuyor. Veya tanığın davada yararı yok ama sahtecilik, dolandırıcılıktan veya yalan tanıklıktan adli sicili var ve güvenilmez birisi. Ne olacak? Hiçbir şey. Çünkü bunlar madde kapsamına girmiyor.
2011’de yürürlüğe giren HMK’nın bu 255. maddesi esasen 1927 tarihli HUMK’un 254. maddesinin birebir kopyasıdır. 1927’de belki olabilir ama 2011 yılında böyle kanun yazılır mı? İnsan gerçekten merak ediyor acaba HMK Taslak Komisyonu üyeleri daha iyi bir madde metni yazamadığı için mi 1927 model kanun metnini aynen kopyaladı acaba?

Güvenilmez Tanığın Tanıklığını Engellemek Mümkün Değil

HMK’da tanığın reddi ya da tanıklığının düşürülmesi gibi bir uygulama olmaması bir kenara, tanıklığa itirazı kurumu dahi detaylı şekilde düzenlemediği için Türkiye’de tanığa yapılan itirazın kabul edilmesi de uygulamada pek görülmemektedir. Hatta bu konuda medyaya yansımış son derece çarpıcı ve kötü bir de örnek bulunmaktadır. Bir iş hukuku davasında tanık olarak gösterilen kişinin sahtecilik suçundan adli sicili olduğuna dair bir belgeyi dosyaya sunduğu için avukata para cezası vermiştir. Söz konusu KVKK kararı külliyen hatalıdır. Birincisi avukatın veri sorumlusu sıfatı yoktur. İkincisi adli sicil belgesi mahkemede ve tamamen hukuki bir amaç için ve tanığın tanıklık yapmak için güvenilir biri olmadığını ispat için sunulmuştur. Ancak avukata HMK 255 kapsamında tanığa itiraz etmek için tanık gösterilen kişinin sahtecilik suçundan sicili olduğunu gösteren evrakı dava dosyasına sundu diye KVK Kurumu’ndan 75.000 TL ceza almıştır.

Sahtecilik bir kenara tanık gösterilen kişi daha önce yalan tanıklıktan hüküm giymiş biri dahi olsa dahi bu sebeple tanıklığa yapılan itirazın kabulü uygulamada pek mümkün değildir. Çünkü bu durumun HMK 255’teki “gibi”li hallere girip girmeyeceği belli değildir. Ayrıca hakimin bunu “gibi”li hal olarak değerlendirse bile itiraz sonrası ne olacağı kanunda yazılmadığı için hakimin tanığı dinlemekten imtina edeceğinin garantisi de yoktur. Dolayısıyla bu meslektaşımız beyhude bir amaç uğruna ve hatalı bir kararla ceza almıştır maalesef.

Amerikan Hukukun Tanıklığın Düşürülmesi

ABD’de tanıklığa itiraz ve tanığın tanıklıktan düşürülmesi konuları federal usul kurallarında çok detaylı düzenlenmiştir. Tanığa ne zaman hangi sebeplerle nasıl itiraz edileceği, itiraz sonunda tanık düşerse ne olacağı tek tek kanunda yazar. ABD’de aşağıdaki 4 sebepten biri nedeniyle tanığın tanıklığına itiraz etmek ve itiraz kabul görürse de tanığın tanıklıktan çıkartılması mümkündür:

  • Görme veya işitme organlarında ya da hafızasında sorun olması
  • Taraflı beyanlarda bulunması
  • Önceki beyanlarıyla çelişen beyanlarda bulunması
  • Tanığın karakterinin  tanıklığa engel teşkil etmesi (dürüstlükle bağdaşmayan suç işleme gibi)

Tanığın son 10 yılda önemli bir suçtan aldığı adli sicili varsa veya dürüst olmadığını gösteren bir suç (sahtecilik, dolandırıcılık, yalancı tanıklık vs)  işlemişse tanıklığı düşürülür. Tanığı, doğruluk ve dürüstlük konusunda çapraz sorguya almak, tanığın doğruluğu/dürüstlüğü bakımından tanıklığa elverişli olmadığı veya tanığın güvenilir biri olmadığı konusunda tanık gösterip tanığın tanıklığını bir başka tanık beyanıyla düşürmek de mümkündür. Eğer tanığın tanıklığı düşerse tanık olarak verdiği beyanlar da dosyadan çıkartılır.